Göcek Koyları I Türkiye I Bölüm 2
- to Boat Life
- 15 Ara 2022
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 16 Ara 2022
Bir sabah, Göbün Koyu'nun berrak sularında yüzmenin keyfini çıkartın. Çam ormanı ve zeytinliklerle desteklenen etkileyiciliği ve Göcek koylarının en korunaklısı olan Göbün'ün girişi daracık, haliyle bu koya ne rüzgar ne de dalgalar uğrayabiliyor.
Çok korunaklı demirleme alanı; yüksek sezonda oldukça meşgul olabiliyor, ancak bol miktarda demirleme seçeneğine sahip iyi organize edilmiş iskelede 40 yata kadar bağlanma alanı mevcut.

Koyun arkasına doğru ilerleyince, yamaçta oyulmuş kaya mezarları ve Roma kalıntıları öne çıkmaktadır eğer kendinizi enerjik hissediyorsanız kayalık yoldan kısa bir yürüyüş mesafesiyle adanın üst kısmında bulunan birkaç hanelik köye ulaşabilirsiniz. Köyde ki mescidi de içerden görme ve ibadet etme imkanı da var.
Masmavi sularının derinlerinde tarihi kalıntıların belirdiği Göbün Koyu’nun coğrafi yapısı Akdeniz coğrafyasından çok tropik bögeleri andırmaktadır. Bu sayede muhteşem bir iklime sahip olan Göbün Koyu, yaz aylarında ziyaretçilerini büyülemeye devam etmektedir.

Ayrıca çok iyi yemekler sunan restoran, özellikle taze balık ve deniz ürünleri çeşitlerinde çok tavsiye edilir. Yöresel lezzetlerden tadabilirsiniz, Koy geceleme için uygun ve korunaklı. Restaurant’ ın iskelesine tonoz sistemi sayesinde demir atmadan yanaşabilirsiniz.

Merdivenli Koy, adını sahilde bulunan, tarihi olduğu düşünülen merdivenlerden alıyor. Koyun hemen girişinde, zeytin ağaçlarının sardığı iki yakadan oluşan dar bir vadi bulunuyor. Vadi girişinden başlayan patikayı takip ederek, tepedeki küçük köye ulaşabilir, burada yaşayan köylülerin üretimi olan çeşitli yöresel ve el emeği ürünlerden satın alabilirsiniz. Tepeye çıkarak eşsiz manzarayı izlemek, Merdivenli Koyu’nda yapılacak en güzel aktivite.
Mavi tur tekneleri için küçük bir demirleme alanının bulunduğu Merdivenli Koy, günübirlik tekne turlarının yüzme molası verdiği duraklardan biri. Tepeye yapacağınız yürüyüş ve yüzmek dışında, koyda bulunan mağaraları keşfe çıkabilir, ufak bir macera yaşayabilirsiniz. Sadece keçiler ve çeşitli böceklerin olduğu koyda çadır kurarak geceyi burada geçirebilirsiniz ancak koya sadece denizden ulaşım imkânınız olduğunu unutmayın.

Kuyrucak Burnu’nda yer alan Binlik Koyu, çam ve zeytin ağaçlarının arasında saklı kalmış bir cenneti andırır. Çam ağaçlarının gölgesinin denize kadar indiği nadir yerlerden biri olan koy, muhteşem doğası ile eşsiz manzaralar sunarken, akvaryum gibi denizde balıklarla birlikte yüzme deneyimi yaşatır. Balıkları daha yakından seyredebilmek için yanınıza deniz gözlüklerinizi almalısınız. Yüzmenin yanı sıra balık çeşitliliğinin bol olduğu koyda olta balıkçılığı yapabilir.
Karadan ulaşım olmayan koya sadece teknelerle gidilir. Tekneler için de korunaklı bir koy'dur

Kuyrucak Burnu’nun güneydoğusunda yer alan Martı Koyu'nu, diğer koylardan ayıran en güzel özelliği taşlardan yapılmış olan ve kıyıda bulunan martı figürüdür, martı koyu denmesinin sebebide budur. Bu figür kuş bakışı bakıldığı zaman bir martının denizden su içmesini resmetmektedir.
Diğer adı da Yavansu Koyu’dur ve bu ismi de koyda bulunan dağdan kaynağını alan suyun yalnızca hayvanların içebileceği kalitede bir su olmasıdır.
Karadan ulaşımı olmayan koya Göcek’ten kalkan günübirlik tekne turlarıyla ya da özel teknelerle ulaşım sağlanır. Zeytin ve çam ağaçlarıyla, eşsiz doğası ve büyüleyici manzarasıyla görülmeye değer koylarından biridir.

Doğa ile iç içe olmak, deniz, kum ve güneşin tadını çıkarmak, sadece kuş seslerini duyarak dinlenebileceğiniz Martı Koyu, huzurlu atmosferiyle sakinlik arayanlar için idealdir. Karadan ulaşım zor olduğu için çok fazla tercih edilmeyen koy dar bir alana sahip olmasına rağmen her zaman sıkışıklıktan uzaktır. Bazı günler tek başınıza denizin keyfini çıkarabilirsiniz. Sığ, dalgasız ve akvaryum gibi berrak denizi ile görenleri kendine hayran bırakır.
Çamlığın arasında keyifli bir yürüyüş yolu ve ardından antik Arymaxa'ya ulaşmak için tırmanmanız gereken bir yol vardır. Arymaxa'da Yunanca yazılı bir Roma mozolesi, Yunanca yazılı bir Helenistik mezar, bir lahit ve bir Bizans sarnıcı vardır

Antik Likya Dönemi’nde inşa edilen hamam kalıntılarının bulunduğu Kleopatra Hamam Koyu, Göcek koyları arasında en bilinen yerlerdendir. Koy içerisinde hamam kalıntıları dışında bir de Bizans Manastırı kalıntıları bulunmaktadır.
Bir rivayete göre, hamamın, yukarıda bulunan şehrin kralı tarafından “deniz banyosu” olarak inşa edildiği söylenir, Kleopatra ile ilgisi bulunmamaktadır. Sadece güzelliği sebebiyle Kleopatra Hamam Koyu olarak isimlendirilmiştir.
Bir rivayete göre ise, Marc Anthony, Kleopatra için tam bu noktada, düğün hediyesi olarak bir Roma Hamamı yaptırdı ve hatta altın kumları Mısır'dan buraya naklettirdi. Bu yer, körfezin kuzeyindeki dağlardan birinin arkasında bulunan bir krater gölünün termal sularından beslenen bir kaplıcaya sahip olduğu için seçildi.
Efsaneler, kraliçenin Marc Anthony ile balayı için evlendikten hemen sonra burayı ziyaret etmiş. Hamamın kalıntıları arasından çıkan sıcak su kaynağının Kleopatra’nın güzelliğinin kaynağı olduğu ve bu suyun cilt hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir

Göcek koylarının eşsiz doğasını oluşturan çam ve zeytin ağaçlarına, Kleopatra Hamam Koyu’nda da rastlanır. Sadece tekneler ile ulaşılan koyun karaya yakın kısımları oldukça derindir. Berrak bir denize sahip olan bu koyda şnorkelle dalış yaparak su altında birbirinden renkli balıkları ve diğer canlı türlerini görebilirsiniz.
Tarihin kahverengi tonları, doğanın yeşili ile mavisi Kleopatra Hamam Koyu’nda öyle güzel sentezlenmiştir ki, buradan ayrılmak istemeyeceksiniz. Denizde güzel bir yüzme molasının ardından, karaya çıkıp zeytin ve çam ağaçları arasındaki patikalarda kısa bir doğa yürüyüşü yaparak Lydae Antik Kenti’ne ulaşabilirsiniz.

Göcek koylarını tanıtırken bahsetmeden geçemeyeceğimiz bir mekan. Hatta mekandan da öte bir yer Adaia Göcek . Akdeniz’de yerli ve yabancı teknelerin mavi yolculuklarda en çok tercih ettiği bölgelerden biri olan Göcek Körfezi’nde yalnızca teknelerle ulaşılabilen Adaia Göcek, deniz yaşamına gönül verenlerin karadaki buluşma noktası.
Prof. Dr. Mete Düren ve Psikiyatr Dr. Rahşan Düren tarafından yaklaşık 5 yıl önce Göçek’in Hamam Koyu’nda faaliyete geçirilen Adaia Göcek, geniş yerleşim alanından zengin doğasına, pek çok dilde kitapların yer aldığı kütüphanesinden çeşitli müzik enstrümanlarına, spor alanlarından plajına ve çocuklara yönelik oyun alanlarına kadar sahip olduğu imkânlarla karaya çıkmak isteyen denizciler için adeta cennetten bir köşe hisse uyandırıyor.

Ancak tekne ile ulaşılabilen Adaia Göcek’in restoranı misafirlerine Türk mutfağından seçme lezzetler sunuyor.Et, balık, tavuk ya da vegan yiyeceklerin yanı sıra taş fırını sayesinde pide, lahmacun veya pizza çeşitleri gibi hamur işleriyle beğeni topluyor.
Adaia Göcek, göçebe yaşam tarzını seçmiş Anadolu Türkleri olan Yörüklere özgü has kuzu eti, keçi ve oğlak çevirmesi, tandır kebabı lezzetlere de mönüsünde yer veriyor.
Öte yandan, Adaia Göcek’te kahvaltı mönüsü de yerli ve yabancı misafirlerin damak tadına göre tasarlanıyor.
Taze simit eşliğinde organik yöresel ürünlerle zenginleştirilmiş geleneksel Türk kahvaltısının yanı sıra sade ya da çikolatalı kruvasanların da içerisine dahil olduğu Avrupa kahvaltı kültürüne uygun bir mönü de misafirlerin beğenisine sunuluyor.
Tarihi ve doğal güzelliklere ev sahipliği yapan Adaia Göcek, tüm yıl boyunca deniz tutkunlarına hizmet veriyor.
Comments